Eglence sitesi - Gercek hikayeler
   
 
  Ana Sayfa
  Ziyaretçi defteri
  Testler
  Fıkralar
  Gercek hikayeler
  Anketler
  MODA
  ÜNLÜLERİN BOYLARI VE KILOLARI
  Magazin haberleri
  Yemek tarifleri
  KUZEYGUNEY.TV
  GÜZELLIK
  ERKEKLER
  Twitterle Facebookun farki
  SIMLI RESIMLER
  pis yedili
  TWITTER HESAPLARI
1.Merhaba arkadaşlar..Benim adım özge..Ben 15 yaşlarındayken kaan die çok yakın bi arkadaşım wardı.Onla biz 3 harflilere çok fazla inanırdık we adlarını söledimizde bir adım daha yaklaştığına kimse inanmıyor.herneyse gelelim başımıza gelen olaya..Birgün ben,kaan we 5 arkadaşım daha oturuyoduk.Saat akşamın 11 i gibiydi.Biz hepimiz bizim ewde dvd izliyoduk.İzlediğimiz filmin türü komediydi.Daha sonra onlardan bahsetmeye basladık.Kaan bahsetmeyelim gelir dedi diğer bi arkadaşım beyzada bişey olmas boşwerin dedi we cin cağırmaya karar werdik.Karanlık bi odaya geçtik we daire oluşturduk.Etrafımıza mumlar yaktık.Biz çağırırken pencerenin kapalı olmasına rağmen çok güçlü bi rüzgar mumları södürdü.İlk önce onun gelmiş olmasından şüphelendik.Bazılarımız kortu we çağırmaktan caydılar.Fakat daha sonra çağırmaya dewam ettik.Mumları tekrar yaktık we gelmesini söyledik.Daha sonra erkek arkadaşım parmağıyla duwarı işaret etti.Duwara baktığımızda hawada ayakları ters,sivri kulakları olan bi gölge gördük.Sonra elektrikler gitti.Odamdaki dolapların kapakları açılıp kapanma sesleri geliyordu.Biz salonda olduğumuz için bu sesleri duyabiliyorduk.Erkek arkadaşım kolumdan tutup 'hadi gidelim burdan' dedi.Sonra herkes dualar okumaya başladı.İlk önce elektrikler geldi.Sonra biz kağıtta yazan harfleri yaktık.Mumları söndürdük we bütün odanın ışıklarını yaktık.Erkek arkadaşım we ben dolaba bakmak için benim odama gittik.Diğerleri ise televizyon odasındaydılar.Kaan arkadaşlarımızı sakinleştirmeye we üç harflinin gittiğine ikna etmeye çalışıyordu.Daha sonra erkek arkadaşım we ben dolaba baktığımızda kapaklar kapalı herşey gayet yerliyerinde duruyordu.Sonra ikimiz kaanların yanına gittik.Kaan we ben arkadaşlarımızı nasıl sakinleştirebileceğimizi düşünüyorduk.Daha sonra erkek arkadaşımda yanımıza geldi.Bize filmi izlemeye dewam etmemizi önerdi.Biz de kabul ettik.O gün o kadar çok korkmuştuk ki bidaha hic cin cağırmamaya karar werdik.  2.Bir öğle vakti, bir lokantada yemek yerken, yan masalardan birinde kanser uzmanı olduklarını anladığım 2 doktorun konuşmalarına kulak misafiri oldum.
Biri, yana yakıla şikayet ediyordu: 
- "Bob, anlamıyorum bir türlü. Seninle ben aynı ilaçları, aynı dozda, aynı düzende ve aynı kriterlere göre uyguluyoruz fakat benim hastalarımın tedaviye cevap verme oranı yüzde 22, seninkilerin ise yüzde74 ki bu oranda bir iyileşme, metastaz kanserinde duyulmamış bir şey. Bunu nasıl başarıyorsun?"
Meslek taşı cevap verdi:
- "İkimizde tedavi için etoposide, platinum,oncovin ve hydroxyurea kullanıyoruz. Biliyorsun, biz doktorlar bu 4 ilacın ismini birleştirip kısaca "EPOH" demeyi adet edinmişiz.
Ben bu sıralamayı değiştirdim hastalarıma, kendilerine "HOPE" (ÜMİT) verdiğimi söylüyorum.
Böylece, durumları kötü olsa bile, onlara yinede bir ümidin var olduğunu hissettiriyorum..."                                                     3.Telefonu sinirle birbirlerinin yüzüne kapamışlardı...
Elleri titriyordu kadının... Adamın aşkı artık onun taşıyamayacağı kadar fazlaydı. Hayalini bile kurmadığı bir aşktı bu. Geçmiş de o da çok sevmişti ama bu kadarını hiç hayal etmemişti doğrusu...
Genç adam onu kaybetmekten ölesiye çok korkuyordu. Aşkının şiddetiyle
kıskançlık krizleri de artmıştı. Genç kadının bütün gün ne yaptığından haberdar olmak istiyor, öğle yemeklerinde pilavının üstüne yoğurt koyup koymadığını bile merak ediyordu. Telefonlar ve kontroller bitmiyordu. Mail kontrolleri da buna eklenmişti... Etraftaki bütün erkek cinsiyet organları taşıyan canlılar genç adam için tehlike sinyalleri veriyordu... Kadının erkek arkadaşları mümkün olduğunca etraftan uzaklaştırılmıştı... Yemeğe gitseler, yan masadaki adam, bara gitseler biraz ilerideki yakışıklı sürekli
rahatsız ediyordu genç adamı... Sanki birisi sevgilisini kapıp kaçacakmış gibi davranıyordu...
Genç kadın, ilk zamanlar pek önemsemedi bu durumu... Aşkın ilk günlerinin iniş çıkışları diye düşündü. Aşk durgunlaştıkça bu da geçer diye hayaller kurdu... Bir türlü bitmek bilmedi ama... Sanki genç adamı aldatıyormuş gibi sürekli kontrol edilmek artık onu çileden çıkarmaya başlamıştı. Anlattığı hiçbir şeyi dinletemiyor, dinletse de anlatamıyordu. Garip bir çözülmezliğin içine düşmüşlerdi beraber... Genç adam sevgilisinin tüm yakınmalarını ‘Sen erkekleri bilmezsin!' diye kesip atıyordu... Bir türlü anlayamadılar birbirlerini.
Tek çare kalmıştı. Bu kontrollerin sıkıntısını, genç adama aşatmak...
Kadınsı plan yapıldı...
Genç kadın, her tarafta adamı kıskandı. Belli etti. Kavga çıkardı. Huysuzluk yaptı. Adam yakındıkça ‘Sen kadınları bilmezsin, alıverirler seni elimden' dedi. Sevgilisinin işyerine gittiğinde her kadının ismini sordu, bakışların hesabını sordu. Cep telefonundaki bütün mesajları okumaya, kadın ismiyle kaydedilmiş bütün telefonların listesini tutmaya başladı... Genç adam artık bunalmıştı... Kadın, adamın o güne kadar yaptığı bütün kıskançlık
törenlerinin en şiddetlilerini sahneledi arka arkaya.
Genç kadın sevgilisinin yaptığı garip hareketleri görmesi için olayı
uzattıkça uzattı... Adam pes etti en sonunda. Anladı... Kontrol edilmenin; hele ki yetişkin bir insan için, bu şekilde kontrol edilmenin ve potansiyel aldatıcı gözüyle bakılmanın rahatsızlığını hissetti... Aslında aşık olduğu birine nasıl eziyet ettiğini anladı. Kıskançlığın artık paranoyaya dönüştüğü ilişkilerin birden bire tam ortadan çatırdayacağını hissetti...
Kıskanılanın, kıskanç tarafı zaman zaman boğmak istediğini öğrendi. İlişkisiçatlayacağına kendisini çatlattı...
Onu yiyip bitiren her şeyi bir gece sakin düşünerek attı içinden...
Bir daha kıskanmadılar mı birbirlerini?
Kıskandılar tabi...
Ama hiç abartılmadı... Yaşananın aslında bir savaş değil de bir aşk olduğu unutulmadı...                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                SIZ DE YORUM YAP-DAN GERCEK HIKAYELERINIZI BURAYA YAZA BILIRSINIZ
Bugün 1 ziyaretçi (9 klik) kişi burdaydı!
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol